Plastik kullanımı günümüzde her yerde karşımıza çıkıyor. Ancak, bu kullanımın çevresel etkileri endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Özellikle tek kullanımlık plastiklerin geri dönüştürülebilirliğinin sınırlı olması, dünya genelinde büyük miktarda plastik atığın birikmesine ve yaygın çevre kirliliğine sebep oluyor. OECD (Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü) verilerine göre, 2019'da dünya genelinde 460 milyon metrik ton plastik kullanılmış ve bu rakamın 2060 yılına kadar üç katına çıkması bekleniyor. Geri dönüştürülen plastiklerin bile çoğunlukla zararlı maddeler içerdiği ortaya çıkarken, plastiklerin yüzde 9'undan azının geri dönüştürülüyor olması endişe verici bir durum.
Plastikler ve mikroplastikler, çevre üzerinde kritik bir kirlilik kaynağı. Bu maddelerin etkileri, kanalların tıkanması, sivrisineklerin üreme alanlarının oluşması, hayvanların solunum yollarının ve sindirim sistemlerinin etkilenmesi gibi pek çok olumsuz durumu beraberinde getirirken, kirlenmiş plajlar, göller ve nehirler nedeniyle doğal güzelliklerin ve turistik değerlerin azalması gibi görsel etkiler de önemli bir sorun teşkil ediyor. Bunun yanı sıra, mikroplastiklerin insan, hayvan ve ekosistem sağlığı üzerindeki potansiyel riskleri giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi. Bu tür parçacıkların insan gıdalarında, havada ve içme suyunda tespit edilmesi, sağlık açısından ciddi tehditler oluşturuyor. Plastik malzemeler, toksik kimyasallar ve kalıcı organik kirleticiler gibi zararlı maddeleri içerisinde barındırabildiği gibi, üzerlerinde patojen mikroorganizmaların birikmesine ve yayılmasına da neden oluyor.
Plastikler, insanlara istedikleri ürünleri daha ekonomik bir şekilde sunmaları nedeniyle yaygın olarak tercih ediliyor. Ancak, tüketiciler artık plastiklerin çevreye verdiği zararların farkında ve doğal olarak bu malzemelerin kullanımıyla ilgili kaygı duymaya başladılar. Bu çevresel sorunların farkında olan endüstri ve bilim dünyası, biyo-bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilen polimerik malzemeleri geliştirmeye yönelik çalışmalara hız veriyor. Bu tür malzemeler, plastik endüstrisinin sürdürülebilir büyümesine destek olurken, geri dönüşümü zor olan plastik atıkların yönetimi konusunda etkili bir çözüm sunuyor. Ayrıca, bu malzemelerin çevreye zarar verme potansiyellerinin düşük olması nedeniyle çevre dostu alternatifler olarak değerlendirilebilirler.
Biyo-bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilen polimerik malzemeler, çevreye duyarlı bir alternatif olarak önem kazanıyor. Bu tür malzemeler, plastik endüstrisinin sürdürülebilir büyümesini destekleyebilir ve büyük hacimli plastik atıkların yönetiminde önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca, geri dönüşümü zor olan tek kullanımlık plastiklerin atık yönetimi sorununu azaltmada etkili bir çözüm sunabilirler. Biyobozunur plastikler, geleneksel plastiklere kıyasla daha çevre dostu bir seçenektir. Bu tür plastikler, uygun şartlar altında kısa bir sürede doğada ayrışabilir ve bu özellikleri sayesinde çöp sahalarının aşırı doluluğuyla başa çıkılması daha kolay hale gelir. Özellikle, 20 ila 45 gün gibi kısa bir sürede karbondioksit ve suya dönüşebilme özellikleri, geleneksel plastiklerin yüz ila bin yıllık ayrışma sürelerine kıyasla büyük bir avantaj sağlıyor.
Plastik kirliliğinin bugün geldiği aşama göz önünde bulundurulduğunda, küresel müzakere süreçleri belki ilerleme kaydetse de plastik kirliliği konusunda harekete geçmek için küresel bir anlaşmanın beklenmemesi gerektiği gün gibi açık. Her geçen dakika, çöp kamyonlarıyla okyanuslarımıza daha fazla plastik atık dökülüyor. Bu nedenle, eyleme geçmek için her birimizin bireysel ve topluluklar halinde sorumluluk alması kaçınılmaz.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Birleşmiş Milletler Çevre Asamblesi (UNEA)’nın 5/14 kararı, plastik kirliliğiyle mücadele etmek, gereksiz tek kullanımlık plastik üretimini ve tüketimini azaltmak için tüm toplumu kapsayan eylemleri hızlandırmayı taahhüt ediyor. Bu kapsamlı taahhüt, politika destekleri, inovasyon, finansman ve davranış değişikliği gibi alanlarda atılacak adımları içeriyor.
Bu taahhütlerin hayata geçirilmesi, plastik kirliliğiyle mücadelede etkili bir adım atılmasını sağlayabilir. Sadece devletlerin değil, aynı zamanda iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin de bu süreçte aktif bir rol oynaması gerekiyor. Bu sayede, gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakma hedefine doğru hep birlikte ilerlenebilir. Plastik kirliliğiyle mücadelede atılacak her adım, doğanın ve gezegenimizin geleceği için hayati bir öneme sahip.
Kaynaklar:
https://link.springer.com/article/10.1007/s11356-021-18038-5
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2666086522000157
https://www.undp.org/blog/step-towards-ending-plastic-pollution-2040