bildirim ikonu
Ana içeriğin başı

Değerli Okurlar,

İklim değişikliği ile mücadele, çevresel sorunlarla baş etmenin ötesinde günümüzde ekonomik kalkınmanın vazgeçilmez bir gerçeği. Sürdürülebilir geleceği teminat altına almak adına gerçekleştirilen küresel çabalar, artık ekonomik aktörleri de kapsayarak yeşil dönüşüme bütüncül yaklaşan düzenleyici kuralları içermekte. İklim direncini arttırmak ve iş dünyasının değişen kurallarına uyum sağlamak için şirketlerin bugünden yeşil dönüşümü gerçekleştirmeleri, yarının dünyasında faaliyetlerin devamlılığı için stratejik bir öncelik olmalı. Fakat bu dönüşüm yolculuğu kolay bir süreç olmadığı gibi, tüm paydaşlar için eşit koşullarda değil. Firmalar en temelde yeşil dönüşüm stratejilerini belirlemek için bilgi birikimi ve istihdam gücüne, planlarını hayata geçirmek için ise finansal kaynağa gereksinim duyuyor.  Bu durum kaynakları kısıtlı olan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ)’lerin yeşil dönüşüm yolculuğunda finansman ile bilgi ve yönlendirme ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Son yıllarda iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik bağlantılı düzenleyici kurallar, tavsiye niteliğini aşarak yeşile yönelmeyi zorunluluk haline getiriyor ve yaptırımları gün geçtikçe arttırıyor. Global iklim krizi mücadelesinde başı çeken Avrupa Birliği, 2050 Net Sıfır Kıta hedefine ulaşmak için sınırları içinde uyguladığı Emisyon Ticaret Sistemi’ne ek olarak sınırlarının ötesine ulaşan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile 2026 yılından itibaren ithal ettiği ürünleri karbon vergilendirmesine tabi tutacağını duyurdu. Bu düzenleme, karbon ayak izi yüksek şirketler için maliyet artışı ve pazar kaybı risklerini barındırıyor.

Diğer taraftan dönüşüm sürecinde erken davranıp aksiyon alan şirketler için riski fırsata çevirmek mümkün.  Şirketlerin bu süreçte aldığı aksiyonların çıktısı, sadece yeşil dönüşüm değil aynı zamanda ekonomik dönüşüm hareketi olacak. Her ne kadar ölçekleri ve kapasiteleri göz önüne alındığında bu süreç KOBİ'ler için zorlu görünse de çeviklikleri sayesinde çok daha hızlı yol alarak hem yeşil devrime liderlik edebileceklerine hem de ekonomik dönüşümün tetikleyicisi olacaklarına inanıyorum. Ancak KOBİ'ler bu süreçte yol alırken en önemli ihtiyaç başlıklarından biri finansa erişim iken diğeri de bu yolculukta rehberlik edecek kurum ve aktörlerin varlığı.

Biz de QNB  olarak, bu konuya öncülük etme vizyonuyla kendi iş yapış şekillerimizi sürdürülebilirlik standartları çerçevesinde yeşil dönüşüme uyumlandıracak adımlar atıyoruz. Buradaki etki alanımızı, müşterilerimize finansman desteği sağlamanın ötesinde, karbonsuzlaşma süreci ile ilgili farkındalık kazanmalarına destek olma ve onlara hangi yatırımları neden yapmaları gerektiği ile ilgili rehberlik etme olarak konumlandırıyoruz. Dahası, bankacılık süreçlerimizde yeşil dönüşümü sadece finanse eden değil, teşvik eden ve ödüllendiren bir rol üstleniyoruz. 

QNB  olarak, KOBİ’lerin yeşil dönüşümdeki önemli rolünün farkındayız; zorlukları aşmaları ve küresel pazarda rekabet avantajı elde etmeleri için Yeşil Dönüşüm Kredi Programı’nı hayata geçirdik. Bu kredi programı kapsamında, karbon yoğunluğu yüksek olan tekstil, otomotiv, gıda, inşaat, turizm, demir çelik ve kimyevi ürünler başta olmak üzere yedi sektöre odaklanıyoruz. Her bir sektör için müşterilerimizin sektörel dinamiklerinden yola çıkarak önceliklendirmeleri gereken yatırım konularının çerçevesini birlikte çiziyoruz.  Karbonsuzlaşma yolunda ihtiyaçlar ve odaklanılması gereken yatırım konularında danışmanlığımızı sürdürülebilir kılmak adına, yeşil dönüşüm kredi programımız kapsamında şube çalışanlarımıza da eğitimler veriyoruz. Bu konuda donanım kazanan şube ekiplerimizin desteği ile müşterilerimizin dönüşüm farkındalığı kazanması ve sonrasında da kendileri için doğru yatırımı seçebilmesi noktasında rehberlik etmeyi amaçlıyoruz. 

Sunduğumuz danışmanlık sürecini takiben de firmaların yatırım için ihtiyaç duydukları finansmanı uygun vade ve faiz oranları ile müşterilerimize finanse ediyoruz. Bu noktada program kapsamında en çok önemsediğimiz şey, finansman kaynağını sağladıktan sonra rolümüzün bitmiyor olması. Müşterilerimizin çevresel performanslarını kredi vadesi boyunca takip ediyor ve kredi vadesi içinde pozitif çevresel etki yarattığını belgeleyen müşterilerimize farklı fiyatlama avantajları sunuyoruz.

TOBB & Captanomy iş birliğiyle müşterilerimize karbon ayak izlerini hesaplayacak ve raporlayacak dijital çözümlere Dijital Köprü Platformumuz içerisindeki Dünyayla1 alanından hızlı ve kolay erişim imkânı sağladık. Müşterilerimiz bu platform üzerinden karbon ayak izlerini azalttıklarını belgeledikleri ölçüde ayrıcalıklı fiyatlara sahip olabilecekler. Dijital Köprü-Dünyayla1 alanını, müşterilerimizin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda yaptığımız iş birliklerinin yanı sıra sunduğumuz yenilikçi hizmet ve çözümlerle zenginleştirilmeye devam edeceğiz.

SKDM gibi iklim değişikliği ile mücadele konusundaki güçlü düzenlemeler, geleceğimizi şekillendirecek küresel politikaların temel taşları. Üretimin, tüketimin yani yaşam kodlarımızın tümüyle değişmeye başladığı bu süreci yönetirken kolektif bilinçle ve kolektif aksiyonlarla ilerlemek çok önemli. Tam da bu nedenle, QNB  olarak desteğimizi finansal boyutun ötesine taşıyabilmek ve her geçen gün yeni iş ortakları ile gücümüzü artırarak bu yolculukta müşterilerimizin yanında olduğumuzu göstermek amacındayız. Sunduğumuz ürün ve hizmetlerle sürdürülebilirlik yolculuğunda müşterilerimizle birlikte hareket etmeye ve onların iklim direncini güçlendirmeye devam edeceğiz.


Engin Turhan
OBİ ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı